James Franco, 31 yaşında Hollywood'un seksi, yakışıklı, çalışkan, üretken ve istikrarlı oyuncularından biri olarak anılıyor.
Amerika'da büyük ses getiren televizyon filmi 'James Dean' deki gerçeğini aratmayan James Dean tiplemesiyle 2002'de En İyi Erkek Oyuncu dalında Altın Küre alan James Franco, bu yıl Oscar'lara aday Milk'te Sean Penn'in sevgilisi rolüyle kendini yeniden kanıtlıyor. Uzun ilişkilerin adamı, reklam kampanyalarının aranan yüzü, aktör, film yapımcısı, yönetmen, senaryo yazarı ve aileden gelen sanatçı geleneğiyle ressam olan James Franco, güzel gülüşlü özel bir yetenek.
Uzun İlişkilerin Adamı
Kariyerinde emin adımlarla ilerlemekle çok meşgul bir erkek James Franco. Her şeyin en iyisi olmak istiyor; en iyi oyuncu, en iyi yönetmen ve hatta en iyi sevgili! Beyazperdedeki ilk deneyimi Drew Barrymore'lu romantik komedi 'Never Been Kissed'de aldığı küçük bir rolle oluyor. Sadece bir yıl sonra, James Dean olmaya soyunmadan hemen önce klasik Cyrano de Bergerac oyununun günümüze uyarlanmış hali 'Whatever It Takes'te başrolde karşımıza çıkıyor. Onun karşısına çıkan ise genç oyuncu Marla Sokoloff... Franco özel hayatına dair konuşmayı sevmese de, rol arkadaşı Sokoloff'a ilk görüşte âşık olduğunu itiraf ediyor. İşte tam bu noktada araya girmek gerek çünkü Franco her hafta başka bir güzelle magazine malzeme olan star'lardan değil. Aşk hayatı genç yaşına rağmen hep uzun ilişkilerden oluşuyor. Marla Soklolff'tan ayrılık nedeni bilinmese de, bilinen tek gerçek Franco'nun macera peşinde değil gerçek bir ilişkinin ardı sıra koştuğu hep
Öğrenmek En Büyük Tutkusu
Ondan sıradan bir Hollywood figürü olarak bahsetmek doğru değil; öğrenmeye olan merakıyla meslektaşlarından bir adım önde hep. Google'da adını sorguladığınızda, sadece oyuncu kimliği ile değil, yönetmen, senaryo yazarı, film yapımcısı ve sanatçı olarak da öne çıkıyor. 2006'da Los Angeles'ta ilk resim sergisini açıyor; yıllar sonra Örümcek Adam 3'te resim yaparken görünüyor. Ancak kaseti başa sararsak, önce Kaliforniya Üniversitesi'nde İngiliz Edebiyatı okuyor. Aynı dönemde oyunculuk dersleri alıyor. Ardından seçmeler, televizyonda kült Freaks & Geeks dizisiyle yakalanan şöhret derken, Hollywood bir düş olmaktan çıkıyor. 31 yaşındaki aktör, bugün yönetmenlerin beraber çalışmayı en fazla hayal ettikleri isimler arasında.
Oysa onun hayalleri çok daha geniş. James Franco bir süre önce New York'a taşındı; çünkü şimdi Columbia Üniversitesi'nde Yaratıcı Yazarlık, New York Üniversitesi'nde ise Yönetmenlik eğitimi alıyor.
Çok Cesur
Kariyerinin başlarında günün birinde Gus Van Sant'in yönettiği gerçek hikâyeden uyarlanan bir sinema filminde Sean Penn ile öpüşeceğini söyleseler, inanmazdı herhalde! James Franco; Oscar'lara da aday olan Milk'te, Sean Penn'in canlandırdığı eşcinsel politikacı Harvey Milk'in uzun süreli âşığı Scott Smith rolünde dikkatleri çekiyor. Sean Penn'in hayranlık uyandıran tiplemesinin yanında aynı sadelik ve içtenlikte bir oyun sergiliyor Franco. En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu dalında çok sayıda ödüle aday olması şaşırtıcı değil! Rolü için 1995'te hayatını kaybeden Smith'in yakınlarıyla görüşerek role hazırlanıyor. Tabii gazetecilerin akıllarında çok daha can alıcı bir konu var; 'Sean Penn nasıl öpüşüyor?' James Franco en seksi gülümsemesini takınıyor ve soruyu cevapsız bırakıyor...
En Güzel O Gülüyor
James Edward Franco, Portekiz-İsveç asıllı bir baba ile Rus göçmeni Musevi bir annenin ilk çocuğu. 19 Nisan 1978 günü Kaliforniya'da Palo Alto'da gözlerini dünyaya açtığında sanat ile iç içe bir yaşam kucaklıyordu onu. Annesi Betsy Levine yazar; anneannesi Mitzi Levine Verne ise Cleveland'da önemli sanat galerilerinden birinin sahibiydi. Franco'nun en büyük hobisinin resim yapmak oluşu şaşırtıcı değil bu yüzden. 1996'da Palo Alto Lisesi'nden mezun oluncaya kadar en büyük arzusu; utangaçlığından sıyrılabilmekti ne de olsa! O günlerde utangaçlığının ona neler kazandırdığının çok da farkında değildi aslında. Eğitim hayatı boyunca okulun 'en güzel gülen erkeği' olarak bahsediliyordu James Franco'dan ne de olsa. Yıllar sonra sinema ve reklam dünyasının aranan ismi olmasında yeteneğinin yanı sıra gülüşünün de payı olduğu kesin...
Çağımızın James Dean'i
James Franco'nun ekrandaki büyüsüyle tanışmak için onu adaşı James Dean olarak görmeniz yeterli. 2001'de Televizyon Filminde En İyi Erkek Oyuncu dalında Altın Küre almasını sağlayan müthiş performansı ile James Dean'i kendi yorumuyla hayata taşıyor oyuncu. Eleştirmenler, Franco'nun sadece rolünü canlandırmadığını, ama efsanevi aktör James Dean'in tüm güvensizliklerini içselleştirdiğini yazıyorlar o günlerde. Yönetmenliğini Mark Rydell'in üstlendiği 'James Dean', James Franco'yu sadece profesyonel değil kişisel olarak da çok etkileyen bir projeye dönüşüyor. Hatta hayatı boyunca ağzına sigara değdirmeyen James Franco, rolü için günde iki paket sigara içmeye başlıyor! Bu trajik hikâye, Franco'nun kariyerinde bir dönüm noktası bu yüzden. James Dean rolünün hemen ardından en üst ligde, en iyi oyuncularla karşılıklı oynama şansını böyle yakalıyor. Bir sonraki filmi City by the Sea; başrollerinde Robert De Niro ve Frances McDormand ile James Franco yer alıyor.
Güldürmeyi İyi Biliyor!
Pineapple Express, 'esrar'lı bir komedi! James Franco'nun ilk gençlik yıllarında ve şöhret basamaklarını tırmandığı dönemde kafası bulutlu gezdiği bilinen bir gerçek. MTV'nin yaptığı bazı set arkası röportajlarda cümle dahi kuramadığını görebiliyorsunuz. Ancak o günler artık geçmişte kaldı! Şimdi tamamen ayık olduğunu belirten James Franco, Freaks & Geeks yaratıcılarından Seth Rogen ve Judd Apatow ile tamamen ot müptelalığıyla dalga geçen bir filme imza atıyor. New York Times sinema eleştirmeni Manohla Dargis James Franco'dan; "Yağlı saçlarına ve tüm şapşallığına rağmen dayanılmaz seksi, müthiş bir karakter yaratıyor" diye bahsediyor. Franco, bu rolüyle de Altın Küre'ye aday oluyor. Çoğunlukla doğaçlama çekilen film ile James Franco aslında nasıl güldürmeyi de bildiğini kanıtlıyor.
Hem Oyuncu, Hem Yazar, Hem Yönetmen
Güzel aktörleri güzel aktrislerle bir araya getirmek Hollywood dünyasının en sevdiği oyun şüphesiz. Hepimiz Bard Pitt ile Angelina Jolie'nin bir film setinde başlayan aşklarını ezbere biliyoruz! James Franco ile stil ikonu Sienna Miller'ı karşılıklı oynatmak da bir o kadar tehlikeli görünen bir iş. İkiliyi kamera karşısına geçiren ise oldukça tuhaf bir kara komedi. Camile; Niagara Şelalesi'ne balayına giden bir çiftin hikâyesini anlatıyor. Aşkın her koşulda sizi bulduğunu anlatan bu bağımsız filmde rol alması, James Franco'nun çok da gişe peşinde koşan biri olmadığının kanıtı. Bu yüzden kendi senaryolar yazıyor, film çekiyor ve sinemanın her alanında donanımlı olmaya çalışıyor. James Franco'nun senaryosunu yazdığı ve çektiği üç film var. Son olarak yönettiği Red Leaves ise yapım aşamasında...
Aşkına Sahip Çıkıyor
Neve Campbell ile Robert Altman'nın The Company / Kumpanya filminde, Sophia Myles ile Tristan & Isolde filminde Tristan rolünde beyazperdede yer alıyor. Flyboys / Kahraman Pilotlar'daki rolü için pilotluk eğitimi görüyor. In The Valley of Elah / Tanrının Vadisinde'de Charlize Theron ve Tommy Lee Jones ile kamera karşısına geçiyor. Nicholas Cage onu Sonny adlı filminde başrolde oynatıyor... James Franco durmak bilmiyor. O dönemde uzatmalı sevgilisi Marla Sokoloff'tan ayrılıp yine genç bir oyuncu olan Ahna O'Reilly ile yeni bir ilişkiye yelken açıyor. 1985 doğumlu O'Reilly, henüz kariyerinin çok başında bir isim. Forgetting Sarah Marshall / Aşkzede filminde ufak bir rolde yer alan Ahna O'Reilly ile James Franco 2005 yılından bu yana beraberler! Dünyanın en seksi erkeklerinden sayılan genç aktör istikrarıyla yine gözlerimizi yaşartıyor!
Örümcek Adam'ın Seksi Düşmanı
James Franco, Hollywood'da star olmanın tadını çıkarmaya bol gişe hasılatlı Örümcek Adam filmleriyle başlıyor. Yakın dostu Tobey Maguire'dan önce, James Franco'nun adı Örümcek Adam / Peter Parker rolü için telaffuz ediliyor. Sonrasında Örümcek Adam olamıyor belki ama Harry Osborn rolünde harikalar yaratıyor. Öyle ki serinin tüm devam filmlerinde James Franco rolünü garantiliyor. 2000'ler üç Örümcek Adam filminde 'kötü adamın çocuğu' rolünde geçiyor Franco için. Harry Osborn'da yarattığı karakter ve ona yüklediği kimlikle ciddi oyuncular listesindeki yerini de alıyor böylece. Tobey Maguire'ın çocuksu bakışlarını ne kadar sevsek de, karşısında çekici James Franco'yu görmeyi çok daha sevdik şüphesiz.
Hayatı Hafife Alıyor
James Franco 2008 yılından bu yana Gucci markasının yeni erkek parfümünün yüzü. Siyah - beyaz reklam kampanyasında keskin yüz hatları ile oyuncu hayran sayısını artırıyor şüphesiz; ancak işin bir de insani yönü var. Radyo programcısı Terry Gross'la yaptığı röportajda James Franco lisedeyken alışveriş hırsızlığından yakalandığını anlatıyor. Büyük bir alışveriş mağazasından parfüm çalıp okulda lise arkadaşlarıyla beraber yeniden satmaya çalışırken yakalanan James Franco, bugün o hırsızlık yapan küçük çocuğun Gucci'nin parfümünü tanıtıyor olmasının aslında ne kadar ironik olduğuna dikkat çekiyor! O yüzden hayatı sundukları kadarıyla yaşamayı sevdiğini anlatıyor...
Kaynak: Marie Claire
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Yorumlar..