“Tüm hayatım boyunca ruhumu gülle parfümledim,” demiş Fransız şair Guillaume Apollinaire. Şimdi ünlü markalar parfümlere gülle ruh veriyor. Gülün hiç sönmeyen yıldızı son zamanlarda daha çok parlar oldu.
Yapraklarında duyguların ve hayal gücünün evrensel dili saklı. İşte bu nedenle, parfümün ortaya çıkışından bu yana, parfüm üreticileri gül kokusundan vazgeçemiyor. Moda ve trendler değişse de, o her zaman için varlığını ve özelliğini korumaya devam ediyor.
Son yıllarda içeriğinde gül kullanılan parfümlerin sayısında gözle görülür bir artış var. Givenchy’nin Liv Tyler’ı yeni Audrey Hepburn olarak lanse ettiği parfümü Verry Irresistible, yüzde 35’lik gül içeriğiyle son yıllarda gülün en yoğun şekilde kullanıldığı parfümlerden biri. Kullanılan tam beş farklı gül notası (Peony, Fantasia, Passion, Emotion ve Centifola), parfüme kabul edilebilir bir sıradışılık katıyor. Gres’in Cabochard’ı, Cacharel’in Anais Anais’i, Caron’un Fleurs de Rocaille’i, Yves Saint Laurent’in Paris’i, Dior’un gül ve mürdüm eriği karışımı J’adore’u, Lancome’un Tresor’u, Paco Rabanne’ın Elle’i, Burberry’nin Tender Touch’ı, Kenzo’nun Flower By Kenzo’su ve Stella McCartney’in Stella’sı, son birkaç sene içinde çıkan ve içinde gül notalarını barındıran parfümlerden sadece birkaçı.
Şu bir gerçek ki,koku anlamında hiçbir çiçek gülle rekabet edebilme şansına sahip değil. Zambak, menekşe, yasemin ya da leylak…Hepsi de kendi karakteristik kokularına sahip çiçekler, ama gül sonsuz çeşitlilikte esanslar üretebilme özelliğiyle aralarından kolayca sıyrılıyor. Kimi zaman meyve ya da baharatı, kimi zaman limon ya da vanilyayı, bazen balı, bazen anasonu, bazen de elmayı anımsatabilen gül, sonsuz bir koku skalasına ve şaşırtıcı bir değişkenliğe sahip.
Karmaşık bir simyanın sonucu olan bu mucizevi koku, en çok da gül yaprağının dış yüzeyinde bulunuyor. Özellikle kalın yapraklı, açılmış ve parlak güller yoğun bir koku barındırıyorlar. Ama bu koku maalesef genellikle kısa ömürlü oluyor. Hava, güneş ışınlarının yoğunluğu, havadaki nem miktarı, hatta günün belirli saatleri bile koku üzerinde etkili olabiliyor. Araştırmalara göre, bir gülün kokusunun tüm notalarını yayması neredeyse on iki saat sürüyor. Ve kötü haber şu ki, yüzlerce çeşidi olmasına rağmen gülün sadece iki türü kokusu için üretiliyor. Bunlardan biri Mayıs(Rosa Centifola) diğeri ise Isparta(Rosa Damascena) gülü.
Mayıs gülü genel olarak Fransa’nın güneyinde, Nice yakınlarındaki Grasse adlı küçük bir kasabada yetiştiriliyor. Bu kasabanın özelliği ise dünyanın en ünlü parfüm merkezi olması. Grasse’ın gül tarlalarında yetişen Mayıs gülleri, olağanüstü güzellikleri ve kadifemsi kokularıyla turistlerin de gözdesi.
Isparta gülü ise parfüm üretimi için en yaygın şekilde yetiştirilen gül çeşidi. Türkiye, Bulgaristan ve Hindistan’da üretilen bu çeşitten gül yağı da üretiliyor. Dünyanın en kaliteli gül parfümü, bu iki çeşidin karışımından oluşuyor!
Mayıs ayı, gülün kokusu için üretildiği yerlerde hasat zamanını geldiğinin habercisi. Ancak gülün taşıdığı o güzel kokuyu elde etmek hiç de kolay değil. Sabah erken saatlerde elle toplanıp çuvallarda biriktirilen güller ,mümkün olan en kısa sürede distilasyon merkezlerine ulaştırılıyor. Bütün bu işlemin saat 10:00’dan önce bitmesi gerekiyor, çünkü gittikçe ısıtmaya başlayan güneş güllerin taşıdığı bazı koku özlerinin buharlaşmasına neden olabiliyor. Gül yağı, çift su distilasyonu denilen bir yöntemle elde ediliyor. Bir kilo gül yağı elde edebilmek için tam 2 milyon güle ihtiyaç var! Elde edilen bu yağlar bazı işlemlerden geçirilip, kalıcılık sağlayan maddelerin eklenmesiyle en yüksek konsantrasyondaki koku haline, yani esansa dönüştürülüyor. Saf esanslar genelde 5,10,15 ml.’lik şişelerde satılıyor, fiyatları da oldukça yüksek.
Bugün, Rose by Molinard(1860), Rose Jacqueminot by Coty(1904) ve hatta Rose by d’Orsay(1908) çoktan unutulmuş olsa da, saf gül kokusunu sevenlerin imdadına Londra’daki ünlü parfümerici Floris yetişiyor. Burada egzotik güllerden oluşan China Rose’u ve gül, menekşe ve iris kombinasyonunu içeren Zinnia’yı deneyebilirsiniz. Gülün solo oynadığı diğer parfümler ise Crabtree and Evelyn’in Evelyn’i ,Annick Goutal’ın Ce Soir ou Jamais’i ve Lancome’un 2000 and One Roses’ı. 1976 yılında Houbigant tarafından yaratılan ve GertrudeSteın’ın ünlü şiirinden bir alıntı olan A Rose is a Rose, gül özü üzerine yoğunlaştırılmış en tipik parfümlerden biri. L’Artisan Parfumeur tarafından erkekler için yapılmış Voleur de Roses(Rose Thief) ve son derece feminen bir kreasyon olan Drole de Rose(A Funny Rose) da gülün yoğun şekilde kullanıldığı parfümlerden.
(Bazaar’dan alıntıdır.)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Yorumlar..